www.beslenirkibu.com

bunun okunması için uzun bi ara olması lazım. sunum yaparken böyle bi ara vermek gereksiz olur diye düşünüyorum. sen slaytı geçersin daha okumayan olur falan, riskli.

daha kısa ve komik birşey seçebilirsin. www.google.com.tr

@yuhnts teşekkür ederim
@kenar
sende haklısın belki bölerde koyarım belki. google da karikatür aradım başka ama ben pek gülmedim. ben gülersem herkes gülür:)

Çok olsun istiyorsan, Corel Draw ya da Illustrator'da hazırlayacaksın (1000-2000) Yok az olacak (100-200) dijital çıktı alabilirim dersen photoshop. Ama ikisini de hiç bilmiyorsan kendi kendine yapmaya çalışma, küçük bir reklam ajansı bul onlara yaptır.

adobe illustrator

word template'lerinin sorunu ne?

www.matbuu.com

çok afilli bişi istemiyosan: microsoft office: word: yeni: şablonlar: kartvizit

tekila. bir şişeyi tek bitiren herkes şirinleri görüyor.

votka candır.

votka?
tekila belki?
pahalı demezsen viski
içebiliyorsan rakı?

votkanın ertesi günü tekiladan fenadır yalnız demedi deme.

en hesaplı votka görünüyor şu ara, evet.

tekila yahu.

pahalı da olsa tekila diyorum, oturdugun yerde 8 10 shot at, arka arkaya da değil aralıklı. kalk bakalım sonra neler oluyor, ertesi gün mideyi aşırı da yormuyor

en kolay yoldan kafayı tekila yapar market içkileri arasında.

ben mail istemiyorm dedim artık gelmiyor.

ama yinede üyeliğin kalıyor. bende kaldırdım bugün yine mesaj gelmiş:(

evlenirdim. 22e

hangi doktor öyle hemencecik deyiveriyormuş?
hiç mi çözüm yok yani?
tüp bebek neyin. en olmadı evlatlık alınır, aşk var ise.

herhalde evlenirim, mağazadan kazak alıp defolu diye değiştirmeye benzemez

kız arkadaş evlenmek istiyor mu peki? ya da çocuk istiyor mu? daha da önemlisi sen çocuk istiyor musun? bunlara karar vermek çok önemli. çünkü sonrasında pişmanlık falan olur, kız arkadaş kendini kötü hissedebilir hayatından birşeyler çaldım diye

kadınım.erkek olsam evlenirdim.çünkü bi insan gerçekten seviyosa o kişiyi evlenir.zaten çocuğu olmuyo diye evlenmiyosa uzak dursun.

hiç düşünmeden evlenirdim.

Soyunu devam ettirme takıntısı olan biri olmama rağmen "ciddi düşünüyorsam" -ne demekse bu?- fikrim değişmez. Değişirse ayıp zaten.

evlenirdim. doktor müneccim mi yemiş diye sorar başka doktora giderim. çocuk sahibi olamıyor da neden ama? vajinası mı yok yumurtası mı yok? zigişten zevk alıyo ama di mi? evlendikten bi kaç yıl sonra evlat da mı edinemeyecek miy mişiz? münecciminkinin tadı nasılmış? 18-25 yaş arası erkek.

evlenmezdim. bi kaç hafta sonra "tabii ki başka bi sebepten" ayrılırdım. 25 yaş üzeri erkek.

Evlenirdim. 20e - Tıp Fakültesi Öğrencisi. Hocam "induced pluripotent stem cells" denilen bir şey var sıfırdan yumurta hücresi bile yaratılabiliyor o olay gelişir ileride mesele illa çocuğum olsun ise..

Evlenirim niye evlenmeyim. Ben onu doğurganlığı için mi seviyorum?

çok seviyon ciddi düşünüyon buna rağmen durup düşünüyosun. bro o zaman sen sevmiyosun o hatunu. ben evlenirdim

düşünmek bile istemiyorum lan.

"ciddi dusunuyorsunuz, cok da seviyorsunuz" demissin ya; cok seviyor olsaydi o kisi biz suanda bu soruyu cevapliyor olmazdik. bu soru sorulmazdi bile.

evleneceğim yoksa da evlenirim. süper lan.

tabiki evlenirim çocuğa bir şekilde sahip olunur

g.tümden istatistik veriyorum. erkeklerin %90'ı, (eğer erkek kısırsa) kadınların da %97'si böyle bir durumda evlenmez.
yine g.tümden sallıyorum, evlilik, çocuk vs. benzeri anketlerde yaş ortalamasını 25-35 baz alırsanız en doğru sonuca varırsınız.
--
düşünürdünüz efendim, hem de çok düşünürdünüz.

seviyorsam gider evlenirdim. 20e

Erkek olsam evlenirdim.

En buyuk idealim evlat edinmek zaten. Evlenirsem ve o erkek de kısır olursa, evlatlik ediniriz olur biter:)

23k

evlenmem. 559c

evlenirim. işime bile gelir, çünkü ben de çocuk istemiyorum. bahanesi olur. 22k

Mutlu bile olurum, bu devirde çocuk mu yapılır, ne gerek var, oturun hayatın ve birbirinizin tadını çıkarın. İlla çocuk bakmak büyütmek istiyorsanız dünyalar kadar bakıma muhtaç çocuk var, evlat edinin ya da edinmeden ilgilenin, okutun vs vs.. 27k.

hacı sevgi karın doyurmadığı gibi üremenide sağlamaz. Çok seviyorsan bunu düşünmen bile ayıp tarzı arabesk laflara kulağını tıka. Senin için üremek önemli ise otur düşün en fazla kaç yıl sürer 2012 de ayrılık acısı ? Bide ortalama insan ömürünü düşün cevabı bulursun.

20 yaşındaki ergenlere sorarsan tabii ki hepsi evlenerim der. aynı kitle "aşıksam paramız olmasa da evlenirim soğan kırar yeriz, bir göz odada yaşarız ama en mutlu biz oluruz" çağlarındalar şu an.
çocuk evliliğin en önemli unsuru. evlenirim diyenler 1-2 sene evli kaldıktan sonra cicim ayları yılları geçtikten sonra birbirlerinden de hafiften sıkılmaya başladıklarında öyle bir ortaya çıkar ki bu çocuk olmaması hadisesi, çok can sıkar. çevresindekilerin çocuklarıyla bebekleriyle mutlu mesut tabloları her zaman içlerine dert olur. ciddi ciddi sorun teşkil eder.

evlenmem. hic evlenmemisler icin soyleyeyim ask 2 yil icinde geciyor. ondan sonra evliligin cazibesi icin coluk, cocuk, cok daha sonra da torun torba gerekli. diye dusunuyorum. ama zor bir durum tabi, cok cok seviyorsam belki evlenirdim bilemedim simdi.

evlenmezdim, evlenirim diyenlerin büyük bölümü de evlenmezdi.

ben zaten çocuğum olsun diye evlenirim.

evlenmezdim.
kişinin kendi elinde olmayan bir şey yüzünden onu terketmek adilik gibi gözükebilir ama yaratılışımızda var olan insani bir özelliktir bu.
mesela aşık olduğunuz kişi talihsiz bi kaza sonucu yüzü yansa ve tanınmayacak hale gelse yine aynı şekilde kimse evlenmezdi. çok seviyorsak eğer elimizden gelen her türlü yardımı yapardık ama evlenmezdik. franz kafka'dan dönüşüm'ü okuyanlar bunu daha kolay idrak edebilir.

olmadı ben doğururdum.

şuan öyle bir durumdayım ve 1 yıldır düşünüyorum 20 e

çocukları çok seviyorum, kendi çocuğum var ve dünyanın en güzel şeylerinden biri evlat sahibi olmak.
Sevdiğim kişi çocuk sahibi olamayacak olsa hiç düşünmem, evlenirdim, herkes çocuk sahibi olmak zorunda değil, çocuk yetiştirmek için biyolojik anne baba olmak zorunda değil, hayattaki tek hedef de bu değil. Önemli olan mutlu olmak, mutlu yaşamak, dünyada kalıcı bir şeyler yapmak.
27k

kız arkadaşımı çocuk doğuran bir madde olarak görmüyorsam evlenirdim

kanka sen evlenme ya. hiç gerek yok.

ben evlenirdim o sevdiğim kadınsa...

yakın bir arkadaşım ergenlik başında öğrenmiş anne olamayacağını. yıllarca kan ağlamış içi. sonra barıştı kendiyle. sevgililerine de söylemeye başladı. ilk duyduklarında sorun yokmuş gibi davrandılar ama kısa süre sonra onu terk etti hepsi. şu anki sevgilisi bunu duyduğundan beri en uzun gitmeyip kalanı... evlilik planı da yapıyorlar. ama nihai son farklı mı olacak henüz belli değil.

doğurganlığı olmadığı için terkedilmek çok kötü bişey olsa gerek.bi erkek sevdiceğine nasıl yapar bunu? 27 e

oho tüp bebek var taşıyıcı anne var var da var.

Pendik İdo'dan indikten sonra Gazipaşa caddesini sor o caddenin sonuna kadar yürü (İdo iskelesinden yukarıya doğru) Caddenin sonunda alt geçit göreceksin o alt geçitten dümdüz geç (sağdan soldan çıkışlar var oradan çıkma) Alt geçitten çıktıktan sonra 50 mt ileride minibüs durakları var. Oradan Kurtköy/Viaport/Orhanlı/Harmandere minibüslerinden herhangi birine bin. Şeyhli'de in. Okulu söylesen de indirirler tam önünden geçiyor minibüsler. (Pendik yerleşkesi için adres tarifi).

peki tahmini ne kadar sürer. misal 9'da feribottan insem 10'daki sınava yetişir miyim?

Yetişirsin. 15 dk'da caddeyi yürüsen her 10 dk'da bir minibüs var. ilk duraktan, ineceğin yere en kötü durumda yarım saat sürer.

genelde bu tarz durumlarda pirince yatırın derler. bizim arkadaş tuvalete düşürdüğü telefonu bu şekilde kurtardı. ( aklına bir arkadaşım ekolünü getirenlerinin dibine dibine :) )

www.eksisozluk.com

pilleri çıkarıp kapağını açın, içini güzelce temiz suyla yıkayın silip kurulayın. muhtemelen tıkır tıkır çalışır

mümkünse saf su ile yıkayın. benzincilerde bulabilirsiniz. ardınan prince yatırın. 1 gün kadar kalsın. ya da açıp saç kurutma makinesi ile abanın (saf suyla yıkadıktan sonra)

saç kurutma makinasına abanma sakın , pirince koy kendine gelsin

klimanın kumandasını saç kurutma makinesiyle kuruttum gayet işe yaradı.

yalnız baya bi süre geçti :( işe yaramaz mı??

mutfaktan başla... domestos rocks on.

bi de evin dört tarafı balkonlarla çevrili. halılar shaggy denen türden. silkelemek istemiyorum alttakilere ayıp olmasın nası çıkarıcam tozunu tersten mi süpüreyim?

elektrikli süpürgenin ucuna takılan halı süpürme aparatı oluyor, o aparattan yoksa dediğin gibi tersten süpürmeyi dene.

1+1 de yaşamadığınızı varsayarak....


önce mutfaktan başlayın.

(eğer perde vb. yıkayacaksanız mutfağa girişmeden önce 1 parti makinaya atın. o yıkarken siz mutfağı halletmiş olursunuz.)

çöpleri çıkarın, bulaşıkları yıkayın, ocağı silin, aspiratör ve fayansları da silin, durulayın.
mutfağı süpürün, silin. kapısının önüne ıslak bez koyun ve kapıyı kapatın.bütün bunlar için bulaşık deterjanı, domestos ve herhangi bir marka yer silme sıvısı yeterli.

sonra odaları dolaşın ve evde çırpılması gereken her türlü örtüyü (yatak örtüsü, masa örtüsü)balkona çırpın. peşinden balkonları yıkayın. (balkonunuz yoksa küvete çırpın ama hemen temizlemeye gerek yok banyo en son temizlenecek)

ve salondayız...
perde yıkadığınızı varsayarak işe camlarla başlayın. önce sadece ıslak bir bezle camların tozunu alın. sonra camsil ve başka bir bezle güzelce silin.sonra odayı/salonu güzelce süpürün, nemli bir bezle tozunu alın. toz alırken kullandığınız suya bir kaç damla çamaşır yumuşatıcısı dökün, hem mis gibi kokar hem de eşyaların tozlanma süresini uzatır.

(perdelerinizi de takın bu oda bitti. bu arada koltuk ve halı silecekseniz makina boş kalmasın diğer odaların perdelerini sökün ve makinayı başlatın.)

diğer odaya geçtik, önce perdeleri sökün ve makinaya atın.(halı-koltuk silmediğinizi varsayıyorum. yoksa yukarıdaki parantez uygulanacak) yine camlar, süpürme, toz alma...
işinizi bitirdiğiniz odanın önüne ıslak bez koyun, kapısını kapatın.

bütün odalar bitince sırada banyo var.
banyodaki bütün ıvırzıvırı dışarı çıkarın. küvet, klozet, lavabo... heryere çamaşır suyu dökün. güzelce fırçalayın. (feda edeceğiniz kıyafetler olsun üzerinizde bir de çok oyalanmayın. fazla soluma iyi değildir.)durulayın, hatta üşenmezseniz kurulayın. aksi suyun fazlasını süpürün ve banyo kapısını açın, kendiliğinden kurur.

demek ki toplamda
bulaşık deterjanı (marka farketmez)
çamaşır suyu(domestos yoksa güldal)
yer silme sıvısı (marka farketmez)
çamaşır deterjanı (tüller için bim'de satılan tül beyazlatıcıyı tavsiye ederim, çok da ucuz)
çamaşır yumuşatıcı
bir kaç temizlik bezi yeterli olacak.
edit: camsil
kolay gelsin!

@balik kraker çok çok güzel anlatmış favladım silmeyin lütfen. ama bi sorum var kapılara neden işimiz bitince ıslak bez seriyoruz diğer taraftan toz gitmesin diye mi?

@zenc aynını soracaktım. :) bi de eldiven taksak mı takmasak mı? eldiven taksan tam kavrayamıyosun sanki bi de çok sıcak oluyor, takmasan ellerin taş gibi oluyor :/

ben eldiven kullanmıyorum. temizliği bitirdiğimde bir kaç damla zeytinyağını elime sürüyorum. bir de limon dilimi gezdiriyorum. sonrasında sadece duruluyorum. yumuşacık oluyor eller.

ıslak bez sermek birincisi diğer odalardan toz girmesini önler. bir de ayağınızda terlik v.b varsa altındaki kirleri temizlediğiniz odaya taşımazsınız. ıslak bezde terliğinizi siler temiz odaya öyle girersiniz. ama günümüzde laminantlar çok iz yapıyor diye ben temiz odaya girerken ayağımdaki terliği çıkarmayı tercih ediyorum.

valla benim de kırıldı öyle bi parça geçen, kırık duruyor halen. sıkıntısı arada bir yemek parçası takılması. keskinliği gitti, dilimi eskisi kadar kesmiyor. ne yapsak ki?

hayır.. bir de sen dişsin ulan. kaya gibi, mermer gibi olacaksın.. durup dururken kırılmak da neyin nesi? benim daha bir merak ettiğim o. bir şekilde halledeceğiz düzelttirme işini yoksa..

sıkıştığından kırılabiliyo bazen. benim öyle kırıldı geçen. 20lik dişler bastırdıkça safları sıklaştırıyo elemanlar, aralarından zayıf bi halka kendini bırakıyo.

arasına birşey kaçmıştır, içten içe çürümüstür. yirmilikse çektir.
85.111.7.201

digiturk gibi geldi

Sakın sakın sakın bilgilerinizi vermeyin. yeni dolandırıcılık yöntemi. beni de benzer bir numaradan Türk Telekom'dan arıyoruz diye aradılar. Önce annem açtı birşeyler konuştu ve sonra "Oğlum ilgileniyor oğluma vereyim" dedi. Ben aldım. Diyalog şu:

-Merhaba Türk Telekom'dan arıyoruz. Bilmem nerede 3 günlük tatil hakkı elde ettiniz... (dedi ve konuşmaya devam ederken ben böldüm)
-Kardeşim biz Türk Telekom kullanmıyoruz ne tatil hakkı? Siz kimi kandırmaya çalışıyorsunuz?
-Ne kandıracam sizi ya! (aynen bu şekilde)
-ÇAT!

ama adımı soyadımı nerden biliyorlar. bana doğru gibi geldi israrla aramaya devam ediyorlar bende güvenemiyorum bilgilerimi vermiyorum.

bizi de son 2 gündür arıyorlardı iş bankasını arayıp sordum genel müdürlüğümüze ait numara herhangi bi sorun yok dediler. gönül rahatlığı ile işlem yapabilirsiniz.

az ye.

Az yemek, bol gezip tozmak (yürüyerek). Tanıdık geldi mi? :)

en azından ekmekve şeker yemeyi kesersen gerisin geri verirsin. Test edildi onaylandı.

aşık ol.

"ya şu vizelerden sonra bir şeyler yapalım" planlarını gerçekleştir.

hasta ol

amuda kalkarak

dans et

Elinde kablosuz adsl modem varsa kablolu Uydunet modemi alıp buna bağlar ve ablıssuz yaparsın.

İnternette araştır, bulursun. Ama kampanyasız gireceksen çok bağlantı ücreti alıyordu Uydunet-KabloTv.

1kablosuz uydunet modem mevcut
2.gold'da vardı mesela sordun mu diğer yerlerde de bulabilirsin ama heryerde yok internetten bi araştır bence hepsiburada falan
3gold'da kablolu (wireless olmayan) 80tlydi. bi de uydunet bağlantısı yapan yerlerde de satılıyo modem. bazen kampanyası da oluyor. modem bedavaya gelebiliyor

etsy'yi önerebilirim.
"knitting" aramasını türk kullanıcılardan arındırınca işe yarar şeyler bulabilirsiniz.

www.etsy.com

dergileri aratabilirsin, simply knitting, the knitter, interweave knits tavsiyedir.

maalesef evet. hesaba para yatırdığın an birikmiş hesap işletim ücretlerini kesecekler.

yatırmaz kapatırsam?

hiç elleşme bilmem kaç yıl kullanılmayan hesaplar kendiliğinden kapatılıyor zaten.

@ yatırmaz kapatırsam

tam olarak emin değilim ama bu durumda ücret talep edilmemesi gerekir. bir an önce kapat bence, çünkü eğer para talep etme durumu olursa kapatmadığın sürece bu miktar daha da artar.

bir de bazı banka veya bankalar hesapta hiç para yoksa bile otomatik kredi açıp hesap işletim ücretini de bu krediden tahsil ediyorlarmış, tabi işin içine faiz de girmiş oluyor böylece, kendi açtıkları bu kredinin borcunu ödemeyince de bir süre sonra da haciz yolluyorlarmış. dikkat etmek lazım.

yok artık ali sami! bi banka bana öyle yapacak. bak naapıyorum. öyle onayınız olmadan kimse kredi falan açamaz. ama yine de kapat tabii. işletim ücreti isterlerse "hesabı kullanmadım ki neyin ücretini istiyorsunuz" dersin. biraz çirkefleş yani. uzatırlarsa boşver ödeme kalsın öyle.

@merhum

yapıyorlar kardeşim, ekşisözlük'te yazmış birisi bende oradan okumuştum.

bi şekilde onay vermiştir. kimse kafasına göre kredi açamaz.

ps vita.

ben olsam elektronik bir şeyler almazdım. eleman zaten elektronik heyecanından bayılmak üzeredir. bilgisayarlar, konsollar, tv, vs.. klasik düşün, bisikleti var mı mesela?

küçük prens kitabını alın bence

uzaktan kumandalı helikopter veya şu uçan balık olanlarından. yanına küçük prensi de alırsın. :)

ikeada var şunlardan
urun.gittigidiyor.com

al. belki biraz daha küçük yaş gurubuna hitap ediyor görünebilir fakat şu yaşta bile istiyorsam vardır bi alameti :)

aslında biraz muhakemesini yargılamasını geliştirecek birşeyler arıyorum

yeni legolardan alabilirsiniz. polis seti, spiderman, star wars vs temalı olanlardan. 11 yaşında teknoloji düşkünü kardeşim bile istiyorsa demek hala legoların geçerliliği var. hem yararlı bir şey de :)

bisiklet

bisiklet +1 derim. çocuklar iyice eve kapandı.

bisikleti var. aslında kitap önerileri istiyordum. okumayı sevdirecek ne olabilir mesela?

(bkz: şeker portakalı)

Legooooo

okumayı sevdirecek kitap ise okumadıysa harry potter olabilir. filmi izlemiş olması önemli değil. ilk kitapta harry'nin de 11 yaşında olması hoşlarına gidiyor.

edit: teleskop + yıldızları ve gezegenleri tanıyabileceği bir kitap da harika olur bak. ov beybi çocuk olsam yine bu hediyeyi isterdim!

ps3 al. du bak yiğit'in bir çizimi vardı bununla ilgili.

www.keratoski.com

ehehe şaka bir yana 11 yaşında bir çocuk olsaydım ya bisiklet ya da teleskop isterdim. evet teleskop içimde ukte kaldı belkim bir kopernik olabilirdim.

Mavisel Yener'in tüm kitapları, Sevim Ak'ın 'Dört Göz'ü okuduk en son, bizim 5. sınıf Tegv çocukları pek sevdi...
Küçük Prens'i de alabilirsiniz. Ah bir de her çocuk, 'Şeker Portakalı'nı okumalıdır, çook güzeldir.

tübitak ın çocuk bilim kitaplarına bir bakabilirsiniz.

tübitak'ın çocuklara özel çizimli güzel kitapları var, ne bileyim fizik, astronomi vb. ile ilgili. d&r'da falan mevcuttu geçen gün gördüm bu tarz kitaplar.

teleskop güzel seçim ama evleri tam sokak arası. şimdi çocuğu röntgenciliğe itmek istemiyorum :/ :):p

kate moss ?

sinekbook.com

Emin değilim ama photoshop olabilir.

buldum clock work orange'dan mış
malcolmtributepics.comli.com

evet batıkentten tramvay yok daha. çarşıya gel, 43, 44, 1 numaralı otobüsler falan gidiyor hep. çarşıdan tramvaya da binebilirsin.

istiklal caddesi/ sütlüce mahallesinden direk yok mu otobüs minibüs falan?

şurdan kontrol edebilirsin:

www.eskisehir-bld.gov.tr

cerrahpaşa 00.00 olduğu anda saldır.

cerrahpaşaya arıyorum arıyorum yanlış numara diyor ne iş anlamadım :(

havaşın değil ama pegasusun bursaya kadar giden özel servisi var. yalovaya 20 tl civarıydı.
www.flypgs.com
akmis seyahat sanırım...
www.akmisseyahat.com
otobüs hizmetlerine bakacaksın. bir de orda telefon numarasından sor istersen...

2 gün önce sabiha gökçenden akmisin servisiyle bursaya geldim 27 tl'ye götürüyor.

pegasus'un daha doğrusu akmis'in(tüm yolcular binebiliyor,parasıyla sonuçta:) ) servisleri şahane. yoğun vakitlerde saatte bir geceleri 2 saatte bir kalkıyor. ama illa ki araç kiralayacağım diyorsanız, feribot 45-50 lira alıyor. 1,3 dizel araçlar için pahalıya gelmiş oluyor. karadan gitmek daha ucuz. ama iyi bir şey kiralarım diyorsanız hem de dinlenme olur, 50 liraya direk geçmek iyi olabilir.

yıllık bedelin %12'si olmalı.

yıllık %12 deseler de, çoğunlukla 1 kira bedeli verirsin. hatta daha az da verebilirsin.

Kagit uzerinde yillik bedelin %12'si ama genelde tum emlakcilar bir kira aliyorlar Turkiye'de. Almanya'da ise 3 kira aliyorlar mesela komisyon olarak.

pazarlık yap kiranin yarısını ver

wallbase.cc ?

deviantart olabilir mi?

www.istockphoto.com

Www.gettyimages.com

@boops geçmis olsun.
tabi özelde pek çok skandal gündeme geliyor, bende devlette çalısıyorum, operasyonla falan ısım olmasa da elimden gelenin en iyisini yapmaya cabalıyorum.
Ama bu operasyon sivasta oturan kayınvalidem icin olacak. sivas üniversite hastanesinde istemisler. abim doktor ona bir arastırttık, istanbulda falan bulabilir mi bir yer diye, o da direk tanıdığı birini bulamadı ama sivastaki üniversite hastanesinin çok tavsiye edilmediğini öğrenmis ve oradaki özel anadolu hastanesinden bir doktor bulmus, fiyat konusunda da yardımcı oluruz demisler.
simdi bu operasyon daha ziyade tetkik amaclı, bir türlü sebebini tam bulamadıkları kasık ağrısından sikayetci kadın aylardır. ama tam ayrıntıları da bılemıyorum...

güvendiğin birinden ikinci el al.

1000 tl'ye kadar bütçe varsa ve bilgisayardan fazla bir şey beklenmiyorsa netbook'a yönelebilirsiniz. yok illa notebook isteniyorsa şu idare eder sanki:

www.hepsiburada.com

www.eksenbilgisayar.com

yalnız sistem yüklemek gerek.

aceleniz yoksa kampanya kovalayın. 999 liraya i3 işlemcili 4 gb ramli samsung'a kondum mediamarkt'tan bi kaç ay önce. bi kaç gün kurcaladım kesinlikle tercih edilesi bir alet. malzeme kalitesi olumlu.

www.vatanbilgisayar.com

tüplü alın derim

tüplü alma, tüpsüz al tüpünü iyi bir yerde sen taktırt.

en şık arabayı alıyorsun.litfen neon led yazı gibi çirkin işlere girişme.lütfen.

ne kadar yakar bilen var mı?

bmw 3.16 al derim vınnn

ben de istiyorum o arabadan. ama tek araba olarak almak biraz saçma onu. böyle hafta sonları için, özel yerlerde kullanmak için çok güzel.

kesin al, kesin
ama günlük kullanmak için alma, park yeri falan yoksa da alma
bi de alırsan caps koy buraya da

eskişehir gibi bir yere tayininiz çıktığı için sevinmelisiniz. kendi memleketim diye söylemiyorum çok güzel, şirin bir kentimizdir. tabiri caizse öğrenci kentidir, halkı aydındır.yılmaz hocamızın sayesinde gelişmeye devam etmektedir.

tabii belli bir süre sonra sıkıcı,küçük gelmeye başlayacaktır. sonuçta bir izmir bir istanbul değildir.

oldukça rahat edersin.
yılın bir ayını filan orda geçiriyorum, devlet hastaneleri çok güzel. (hangisindesin ? ) genelde gelen kişiler de tahsilli kişiler oluyor, fazla zorlanmazsın :)

sıkılma konusuna ise katılmıyorum, küçük bir yer ama samimi. bıkmadan gidebileceğin yerler var.

eskişehir'e hoşgeldiniz!
yaşaması kolay, keyifli bir şehirdir.
bünyesinde bulunan iki tane üniversiteden dolayı daima canlıdır. yakın zamanda turizm şehri statüsü edindiği için sürekli turlar gelir, bahar ya da yaz aylarında sokakta yürüyecek yer bulamayabilirsiniz kalabalıktan!

etkinlikler, konserler, festivaller hiç bitmez. sadece geçen ay 2 tane film festivali vardı.
belediyenin operadaki klasik müzik ve tiyatro etkinlik biletleri 2 liradır.(gülsin onay'dan cihat aşkın'a kimler kimler geliyor konser vermeye)

öğrenci kenti olduğu için yemek ucuz, kira pahalıdır. doğalgaz da pahalıdır ne yazık ki... ama ulaşım kolaydır. her şey tek merkezdedir.

bir de soğuktur, öyle böyle değil ama cidden soğuk!!!!

:)

aslında kiralar şu an bulunduğum ilden (yalova) daha uygun görünüyor sahibinden.comda. örneğin ben burda 430a kombili 2+1 de oturuyorum. artısı; sıcak olduğu için doğalgaz cok az gelıyor. eksisi aynı fıyata eskısehırde ıcı cok temız ve genıs evler görunuyor. hastane odunpazarında sanırım devlet hastanesı.ama bır suru semt polıklınıgı toplum ruh saglıgı merkezı falan var. oralarda olabılır
bu arada daha gıtmedım. devlette tayınlerın olması bır 2 aylık zaman surecı ıcınde oluyor.
son olarak eskısehırı tercıh sebebım ankaraya yakın olması, yuksek lısans yapıyorum orda. tez asamasında ama gözden ırak olunca hıc elım gıtmıyor. orda hemen bıtırıp verir giderim diye istiyorum.
eskısehırde benı en urkuten sey ıse sogugu. denizi seviyorum, sogugu sevmıyorum. aslında soguk ıklımler daha yararlı, romatızman falan olmuyor, sıcakta da yayıldıkça yayılıyorsun, öyle iste........

70 yaşında falansan 93 model bir aracı ömür boyu kullanabilirsin evet

o motordan hayır gelmez artık.

güzel bir araba güzel olmasına fakat çok dikkat ederek alınması gereken bir araba. yakıt yedek parça fiyatı gibi konuları aştığını düşünüyorum zaten biliyosundur bu konularda ekonomik olmadığını.ömür boyu kullanıcaksan alınabilir.çünkü satarken hızlı satılacak bir araba değil.sıkışıklık anında hemen paraya ceviremessin.çevirsende istediğin fiyatlara satamassın.
alıcağın arabanın donanımları gözünü boyamasın.iyi bir ekspertiz yaptır. motor ömürleri çok uzun olan araçlar değiller bakma bilmem kaç bin km devirir dediklerine en fazla 250.000 km motor ömrü olan bir araba.
araç 93 model fazla birşey bekleme değişen parçaları boyanan parça falan illaki olucaktır.şaseler ve travesde işlem olmamasına dikkat et.
motor kompresyonunu ölçtür.aktarma organlarına bir baktır. bunlarda sıkıntı yoksa. uydur kaydır işlemler yapılmamışsa bir problem çıkarmaz.
kronik bir hastalığını duymadımda görmedimde.alırken özenli davranırsan canını sıkıcağını düşünmüyorum.

@racing. hepsine baktırdım araç 2006 trafiğe giris 2008 türkiye ye girisi var her seyi ile tertemiz sonuçta 6 silindirli bir makina için 250.000 bin km nin pek büyük bir anlam ifade ettigini düsünmüyorum....çok arastırdım bu kadar dolu aynı modelde bile bulamadım...20.000 bin isteniyor ayrıca

93 model 5 serisi için 20 bin çok para.istediği kadar donanımlı olsun en iyisine 14 - 16 binden fazla para vermem ben şahsen.20 bin tlye 97 model is motor 3 serisi alırsın.senin aldığın araba eski nesil motor. vanos yok bildiğim kadarıyla 94'ten sonra tek vanoslu motorla ürettiler 5 serisini ama tam emin değilim.

bak mesela aşagıdaki link 18500 yazmış kmsi düşük ve donanımlı bir araba.bana kalırsa 18500 etmez ama 20 bin de 93 model bir arabaya verilmez.17 falan hadi 18 olsun en fazlaa ama 20 bin gerçekten çok.
www.sahibinden.com

6 silindirli olması motor ömrünü değiştirmez.bu araçlar süper benzine göre üretilmiş araçlar günümüzde kullanılan kurşunsuz benzin zaten bunlarda bir motor ömrü kısaltıyor diye biliyorum.tabi bu kulaktan dolma bir bilgi.
onun dışında motor ömrü için hiçbir araba için net rakam verilemez.ama 250 km yi geçip hala rektifiye olmamış bir e 34 görmedim ben daha.

4 kadeh rakı
otur mezenide al ve iç sonra bittiii.
ciddiyim

4.bp.blogspot.com

tertemiz.

ayrıca diş ağrısı gece daha fena olur. cidden bir ilaç bulup iç.

sıcak suyu ağızımda tutunca bana iyi geliyordu.

kısa süreli olarak, dişinin üstüne aspirin, herhangi bir ağrı kesici değil, koyup erimesini bekleyebilirsin. bunu gece uyumadan önce yapki, geçmeye başlayınca uyuyabilesin. fakat birden fazla yapınca etkilemiyor fazla.

sarımsak da basılabilir diye duymuştum. sarımsağı denemedim tabi.

hap aldım sıcak su çok fena yapıyor bünye hassas sıcak sıvıya. rakı yok ama bacardi ve j&b var hazırda. bunlardan biri işe yarar mı?

eğer apseden şüpheleniyorsan buz falan tut. yüzümün sol tarafı gözümü kapatacak kadar şiştiğinde doktordan duyduğum şey "geçer diye çay mı içtin"di. bir de alaycı tebessüm. aman diyim.

ağızın uyuşana kadar viskiyi ağızında tut.

psikolojik olabilir bilmiyorum ama sigaraya abanınca geçti sanki biraz. tekrar başlarsa viski sonra buzu deniycem.

Apranax forte gerisi hikaye

nöbetçi eczaneye git dişinol diye bir ilaç var. onu sür dişe hemen mucizevi etki göstersin.

dişinde çürük ya da oyuk bir yer olduğunu farzediyorum tabi...

arveles

apranax almıştım zaten bi 15dk önce o etkisini göstermiş olabilir. viskiye dokunmuyorum o zaman.

advil diye bi ilaç var müthiş bi şey. 2 tane iç demişti doktor fazla kimyasal da yokmuş içinde. kesinlikle tavsiye ederim.

pamuğa dök viskiyi koy dişin üzerine dursun orda. anestol diye bir pomad var onuda sürebilirsin

ağzına sakın sıcak bir şey sürme. apse varsa orası vıcık vıcık irin olur tüm ağzına yayılır. buz tut varsa majezik yuk. en iyisi yat uyu.

yakın zamanda aynı şeyi yaşadım..dişinol en mükemmel çözüm birde aprol fort ağrı kesici olarak..hatta yerinde olsam bi tanede 1000 lik geniş spektrumlu antibiyotik içerim..(çürük ve iltihap olduğunu ve hiç alkol almadığını varsayıyorum)

geçmiş olsun...

ara ara yaşıyorum diş sorunu.tutunca tutuyor, ağız kulak burun omuz bacak (tamam abarttım) bırakmıyor...

yüksek alkollü içecekler viski, rakı vs. ama içmek için değil, dişe dokundurtmak için ve orada bekletmek için az koyun bardağa.bir yudum alıp ağrıyan bölgede bekletin uyuşana değin. bir süre sonra yutun tabi, günahtır alkol bu harcanmaz boşa. bir süre sonra hem keyfiniz yerine gelecek, hem ağrınız gidecek.

enteresan bir fikir daha vereyim.
ister inanın ister inanmayın.
ama ben denedim başarılı.
dişiniz ağzınızın sağ tarafındaysa sağ; sol tarafındaysa sol elinizin işaret ve baş parmağının tam kesiştiği noktayı önlü arkalı buzla ovuyorsunuz.ovma kısmı yaklaşık 10-15 dk sürüyor. her geçen dakika ağrının azaldığını hissediyorsunuz. cildiniz buz yanığı olmasın diye 5dk ara verip bir set daha yapıyorsunuz buz kompresini.buzla masaj yaparsanız biraz daha etkili oluyor. ama noktayı doğru belirlemek lazım. işaret ve baş parmağının tam kesiştiği, parmaklarınızı tam açtığınızda oluşan alan.. önlü arkalı. bir elinizin üstündeki bölgeyi, bir altındaki.dönüşümlü...

ayrıca bazı durumlarda çok soğuk su, ani olarak dişin ağrısını dindirebiliyor. ama asla sıcak su değil...

sıcak dokunuyorsa bir de soğuk dene, kısa süreli de olsa rahatlatıyordu beni. karanfil çiğneyebilirsin.

aspirin, alkol, viski, kanyak, ot, püsür, vs, bunları sakın denemeyin! diş ağrısını 1 saat erteleyeyim diye zaten enfeksiyondan harap olmuş ağız mukozasını daha fazla tahriş edersiniz. soğuk su veya buz deneyin. soğuk suyu dişinizin üzerinde bekletin, sonra çıkarın, tekrar soğuk su alın ağzınıza. ama bu bir süre sonra alışkanlık yapabilir. ben bir gece boyunca uykusuz kalmış, ama bu yöntemle ağrıyı dişçiye kadar süper bir şekilde ertelemiştim. bir de apranax forte alın. geçmiş olsun.

Disten ne cektigimi bir allah birde ben bilirim.
Dis agriyorsa Bilinki curuk enfeksiyon kapmis ve iltihaplanmistir. Gecic cozum olarak ilik suyun icerisine yogun bir sekilde tuz at ve curuk olan kisim uzerinde calkala. Cozum degil ama biraz olsun rahatlatir. Majezik Iyi geliyor fakat nekadar cok agri kesici icersen dis iltihabinda yani agrilarinda okadar artar. Tek cozum bir dis hekimin koltuguna uzanmak. Gecmis olsun....

karanfil yağı & doğal kekik

içeriğinde alkol olan ağız gargaraları geçici olarak çok işe yarar

marketlerde var. migrosta falan. standart makine değil mi yoksa daha enteresan bişey mi?

bakem migros'a. standart makine valla... tefal. (:

yeni bir Jean-Baptiste Grenouille olabilir misin ?

1. eskisi kadar zinde olamadığından normal aralıklarla yıkanamayan, güçleri ancak iki haftada bir yıkanmaya yeten yaşlılar olabilir.

2. nasıl olsa abdest alıp temizleniyorum, yıkanmama gerek yok diye düşünen yaşlılar olabilir. bunun genci de olabilir.

çevremden kişisel gözlemlerimdir her ikisi de.

normal insan yıkanmayınca da pis kokar, bundan farklı birşey. şekerle falan alakalı diyeceğim, o da değil. odaya girdiğinde olmadı yarım metre mesafeden sezilebilen birşey.
birde (bkz: anneanne kokusu) var, o ayrı. zira anne yaşlandıkça onu andırıyor...

bunu ben de farketmiştim ve içinden çıkamadım. vücut çürüyor mu ne. ilginçtir aynı koku.

lisede bi hocam solemisti, bilimselligi ve dogrulugu tartisilir. yasli insanlarda olen hucre sayisi yeni dogan bebeklere gore daha fazlaymis. o koku olu hucrelerden geliyomus, yeni doan bebeklerin guzel kokmasinin sebebi ise hucrelerin cok genc olmasiymis.

evet kokuyolar
hem de böyle agır bi koku
çoklukla sarıldıgımız ve öpüşmek zorunda kaldıgımızda duyarız
ve eli ayagı tutanlar da kokuyo

farkli sitelerden yanitlar:
ezinearticles.com
wiki.answers.com
answers.yahoo.com

(bkz: hey pachuko)

lastfm bir nebze yardim edebilir

allmusic.com da bu adamı arat, lou bega'ydı sanırım. sayfanın solunda tarzını tanımlayan sıfatlar var onlardan tıkla, benzer his yaratan şarkıları bulabiliyor

çok psikopat insanlar değillerse mrtksn'ın çözümü bana da mantıklı geldi. biz de yurtta gürültü tarzı konuşmaları aynı şekilde yapıyoruz.

yurt yönetimiyle değilde direk işin muhatabıyla hallet. çanakkale sağlık müdürlüğüne git. havanı koru kampanyasıyla kim ilgileniyo diye sor,(sitesi de varmış; www.canakkale.saglik.gov.tr ) gelirler tutanak tutarlar, ama arkadaşların çakmaz mı çakar mı bilemeyeceğim....

çok rahatsızsanız külotlu çoraptan, şu tip çorapları deneyebilirsiniz:
www.penti.com.tr

aşağı düşme sorunu pek olmuyormuş.

külotlu çorabın nasıl giyileceğine gelirsek: önce her iki ayak kısmını da giyip diz hizasında bırakın ikisini de. sonra esneterek iki bacaktaki çorap arasındaki farkı pek açmadan yukarı doğru çekin. ilk giyişte hızlıca yukarı doğru çekerseniz yırtarsınız. bir de illaki yırtılıyorsa 1 beden değil de 2, alın 2 değil 3 alın.

eskiden çorapların kutusunda giyme talimatı olurdu. onda şöyle bişi vardı. basen hizasından avuç içlerin bacaklarını görecek şekilde çorabı genişleterek giyiyorsun. yani bacakların ellerin çorap şeklinde... bi de püf noktası tırnakların çorapla temas etmemesine dikkat. bunun için ellerini hafif yumruğumsu haline getirebilrsin. tam yumrukta garanti olur.

kendi bedeninizden bir büyük beden alırsanız, daha rahat edersiniz, hem giyip çıkarırken de kaçmaya niyetlenmez. bilekten sonra, dize gelmeden falan yukarı çıkarırken, parmak veya tırnakla değil, avuç içi ile yukarı çekerseniz, ömrü uzar; tabii yüzüktü bilezikti takıydı, onlara girmiyorum bile. giydikten sonra takmak en sağlamı.
hatta bazı sitelerde, çorap giyme eldivenleri dahi satılıyor penyeden.
kaç denye giyiyorsunuz belki 18 yerine, 20'lerin üzerine çıksanız, daha rahat kullanabilirsiniz.

aslında hiç kaçmayan modeller de var. zaten bu soğukta müjdenin mavi paketlerinden giymeyi düşünmeyin. kaçanlara da giydikçe alışırsınız.
üşenmeyecekseniz ellerinize krem sürüp giymeniz yararınıza olacaktır.

valla çok pis bir meret, + nız var güç bela da olsa tamamlıyor olmanız.
yapmanız gereken şey. planlamak. kağıt üzerinde fln.
ama işin bu kısmı bile manidar, o planlama hazırlanamaz çoğu kez. hazırlansa da uyulmaz demiyorum. ben bir keresinde bir uydum hala öyle gidiyor.
ve uzun bir süredir dinlenme aşamasındayım programa göre
dediğin gibi tam bir kısır döngü.
profesyonel yardım al.

hehe dikkat eksikliği ile uzaktan yakından alakası olmayabilir bile. ben de böyleyim açıkçası, projeye başlamak gerçekten benim için de bir sorun. bunun başlıca sebebinin mükemmeliyetçi doğam (sdfsdf) sebebiyle "nasıl olsa mükemmel olmayacak o yüzden hiç başlamiyim lan" diyerek başlamamam olduğunu tahmin ediyorum. yani bi yerde böyle okuyup kendi hareketlerimi buna yormuştum galiba.

bence teslime 1-2 gün kalması da sizi resmen motive ediyor. of ulan ben de böyleyim korkunç, ama yapçak bişey yok. o projeye 10 gün önceden başlanır mı ya? tembelliktir belki de lan.

ortamınızla da alakası olabilir. ben evde çok zor konsantre oluyorum misal. ama bana zorla başka bir iş yaptırılmaya kalkıldığında (babamın tükkanda durmak), oraya gidip kulaklığı takınca çatır çutur proje kasabiliyorum. projeyi başka bir şeye tercih ederek aşılabiliyor olabilir.

tamamen çelişkili ifadeler verdim.

dikkat eksikliğinden ziyade (bkz: procrastination)
çeşitli kendi kendine yardım teknikleri de bulabilirsin biraz tararsan ama en garantisi uzman desteği...

dikkat eksikliği filan değil ingilizcesi procrastination, türkçesi "erteleme" dir bunun adı.

bu rahatsızlıktan muzdarip insanlar bahsettiğiniz gibi sadece iş, güç, okul çalışmasında değil hayatlarının her alanında işleri yayıp, son dakikada yaptıklarını görürler.

piyasada bununla ilgili kitaplar var, ayrıca bir psikoloğa gidebilirsiniz. psikiyatristlik birşey olduğunu sanmıyorum. (bende de var bundan bolca. derslerimi çalışmadığım gibi mutfakta bulaşıklar yığılır, fatura ödemelerimi geciktiririm, falan filan) hatta belki bir yaşam koçu bile yardımcı olabilir.

spor yapmayı deneyin metabolizma hızını artırıp daha kolay konsantre olmanızı sağlayabilir.

Bir psikiyatriste başvurmalısın. Durumunun gerçekten "dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu" mu yoksa davranışsal ya da herhangi başka bir psikolojik kökenli mi olduğuna karar verecektir. Bu alanla genelde çocuk psikiyatristleri ilgileniyor, ama az da olsa yetişkin psikiyatristleri de var ilgilenen. Eğer İstanbul'daysan Yankı Yazgan'ı önerebilirim (kendisi de daha çok çocuk ve ergen psikiyatrisi-özellikle DEHB- ile ilgilenir ama yardımcı olabilir diye düşünüyorum).
Bunun dışında, sana önerilir mi bilmem ama Ritalin dışında (ki Ritalin'den koşarak kaçınız) bir iki ilaç daha var.
Umarım kısa zamanda yoluna girer bu durum..

böle bi durum için psikiyatristten önce bir psikolojik danışmana görünmeniz yerinde olacaktır meselenin ciddiyetine göre gerekli yönlendirmeleri yaparlar(psi,kolog,psikiyatrist vs) tavsiyem ise turkuaz danışmanlık merkezi (caddebostanda)
acil şifalar ...

Cevaplar için çok teşekkürler.

@wayvard cloud, evet sancılı bir ilişki yaşadım ama başka bir yaş aralığında hissetmiyorum kendimi.

mr. muscle işe yarıyor -ciddiyim-

lavabo açıcı olan mı?

kireç sökücü sprey olanı.

yok captan america :)

pas için en iyi çözüm binzinliklerde satılan hidrolik yağlardır 7 ile 10 ytl arası fiyatı var.eğer pas çok ise.bir şişe hidrolik al.bitanede enjektör bul.komple paslı olan heryeri onunla ıslatıp 1 gece beklet.tabi bu ıslatma olayını 2 3 kez yapabilirsin daha iyi netice için.ama kötü bir haberim var hidrolik boyayıda söker.

pas sökücü var sprey, sıkıyorsun gideriyor

varsa yoksa wd40 ve türevleri diyorum kire pasa carta curta herşeye deva. evimin vazgeçilmezi diyebilirim

wd40 herhangi bir carrefour'dan bulunabilir. araba parçalarının bulunduğu reyonlara doğru bakın.

mekanik tüm parçalara wd40 sıkın ve kirin pasın akması için gölge bir yere koyun. daha sonra ılık suya kattığınız bulaşık deterjanı ve sunger eşliğinde temizleyin. en son suyla durulayın ve kurutun..

zincirde pas varsa yine wd40 kullandıktan sonra eski bir diş fırçası ile iyice temizleyin ve yine aynı yıkama prosedürünü izleyin..

bisikletçiden 5-10 liraya temin edebileceğiniz sprey yağ ile tüm parçaları abartmadan yağlayın. bilgi olsun diye söylüyorum abartırsanız bisikletinizi sürerken sağa sola atar yağı üstünüz başınız batabilir. birde gereksiz toz toplar..

kadroda pas varsa yine wd40 kullanın. eğer wd40 başarısız oluyorsa boyaya aldırmadan ince zımpara ile alu ya fazla abanmadan pası çıkarmaya çalışın. daha sonra eğer uzun sürecekseniz bir boyacıda boyatırsınız.. en kötü kendiniz sprey boya alıp boyayın. alu yu açık bırakmayın tekrar paslanır çünkü..

ve son olarak...

paslı bir bisikletten bahsediyorsunuz.. sanırım biraz eski.. ne yaparsanız yapın mutlaka fren tellerınızı ve kablolarınızı değiştirin. haberiniz olmadan bunlarda paslanmış olabilir ve bu malzemeler eğer paslanmışsa değiştirmekten başka şansınız yoktur.

bir bisiklet zincirsiz gider, vitessiz gider, pedalsız gider, lastiksiz gider ama frensiz asla duramaz..

sanırım anladınız..

sevgiler...

hangi okula başvurduğunuza göre değişebilir.
bazı okullar mülakata giriş sıralamasını başvuru sırasına göre düzenliyorlar.
mülakata en azından üçüncü sırada girmekte fayda var diye düşünüyorum. hem hocaların gazı alınmış olur hem de çıkanlardan sorular vs hakkında bir fikir edinebilirsiniz.
sıralamada böyle bir hadiseye girip girmediklerini enstitü yetkililerinden öğrenme şansınız olabilir.

şimdiden başarılar dilerim.

mülakat sırasını belirleyici olmayabilir de olabilir de. benim girdiğim( ve kabul edildiğim) bir y.l. mülakatında, hocalar siz kendi aranızda kararlaştırın kim önce girecek demişti, bizde alfabetik gitmiştik 3. sırada ben vardım. iyi de oldu, neden? hocaların kafası bunalmıyo vs vs.
kabul edilmediğim bir başka mülakatta ilk gün beklemiştim, ama sıra bana gelmeden bugünlük bu kadar dediler. ertesi gün ikinci mi ne girdim. olmadı işte, hem motivasyonun bozuluyo hemde başka şeyler, kaygı falan.

eger burs vs almayacaksan fark etmez, burs icin fark edebilir eger mulakat siralamasini basvuru sirasina gore yapiyorlarsa koc mba vs o sekilde yapiyor sanirsam.

e mümkündür.
gerçi hiç eşcinsel hayvanım olmadı daha önce de, hayvanlarda da oluyor diye biliyorum bu durum.
ha belki kafası karışıktır, ergenlikte olur öyle.. evet.

benim de bahcede baktigim kedilerden birini defalarca bastik tepesinde dunyanin en cirkin erkek kedileriyle. ama bi yandan da disi kedilerin tepesinde gordugumuz de oluyor, biseksuellik bile mumkun onu demeye getiriyorum aslinda :) (uykusuzum)

bizim burda mahalleli çocukların baktığı bir köpek vardı. üzerinde başka köpek görünce hayvanı kovalamışlardı mahalleden, mahallemize yakışmıyor diye.

Bildiğim kadarıyla yavru erkek kediler bu işin nasıl yapıldığını bu yoldan öğreniyor. Ya da arkadaş beni çok pis makaraya sardı hala farkında değilim.

horoz ve tavuklarda da örneğine rastladım bunun. ama daha çok güç gösterisiyle alakalı gibime geldi,ya da altta kalan horoz gururuna yediremedi bi türlü ayağa kalkamamıştı çünkü üsttekini kovalamamıza rağmen...

Hayvanlarda da eşcinsellik oluyor, evet. Olabilir. Sizi görünce silkelendiyse, yaptığının yanlış olduğunu düşünüyordur. Nasıl bir ahlak dayattıysanız kediye artık, acıdım vallahi. Ehehehe. Kediniz de muhafazakâr olmuş anlaşılan. :)))

yok ya beni görünce silkelenmesi mama vereceğimi düşünmesiyle alakalı sanırım. tabii ben sırtımı dönüp gittim. :) homofobik değilim ama insanın evladının da ölee bölee olması üzüyormus yav.

halvet halinde görürseniz taş atın, değnekle vurun.
tüm dünyada böyle tedavi ediliyor bu sinsi hastalık ahahahaha.

ergen kediler arasında görülebiliyor bu durum, öğrenme sürecinin bir parçası, birbirleri üzerinde de deneyebiliyorlar. ama sizinki ergenliği geçmiş, genç bir kedi. acaba kısırlaştırılmış olabilir mi sizin haberiniz olmadan? bazen de büyük kediler, küçüklerin bu tür oyunlarına pek takmıyor, kendilerine zarar gelmedikçe oynasın yavrucak havalarında takılabiliyor...

bırakın aptal filmlerin devamları çekilsin, big lebowski gibi filmler güzel halleriyle kalsınlar. hem konu itibariyle hem de gişe beklentisinin büyük olmayacağından hem de aradan 10 sene geçmesi sebebiyle devamı çekilmesi pek mümkün değil. filmi çok sevdiyseniz coen lerin başka filmlerini izleyebilirsiniz. örneğin çok benzer filmler olmasa da barton fink ve fargo gayet keyifli filmlerdir.

(bkz: the hudsucker proxy)

film değil ama geçenlerde my name is earl'ün bi bölümü vardı.. örlün babasının falan uyuşturucuyla uğraşıyolar. neden bilmem lebowskiyi anımsattı....

hangi kurumda çalışırsın bilmiyorum ama, görevde yükselme diye bir durum/ sınav var. örnek vermek gerekirse, genelde sağlık alanında çalışan sağlık memuru/ebe hemşire vs. yararlanıyor bunlardan. zaten4 yıllık bölüm sağlıkla ilgiliyse okulun olduğu yere atıyorlar. derse devamı da nöbetle hallediyorlar bildiğim kadarıyla... diğer kurumlarda da ne olup bittiğini bilemeyeceğim.
yalnız şöyle bir sorun var; maliye bakanlığının politikası artık 4-bli personel alma yönünde. 4b'de de çakılı oluyorsun yani tayin isteme hakkın yok, maaşın görece düşük ve özlük haklarında bazı sıkıntılar var. tabi bu dediğimde sağlık bakanlığıyla ilgili diğer kurumlar hala 657'ye bağlı kadrolu personel alıyor olabilir.

memur raconunda a kadro olarak geçen ve özlük hakları vs konularda daha cazip olan kadrolara (uzman, murakıp, müfettiş, denetmen vs kadroları) girebilmek için üniversite mezunu olarak kpss'ye girmeniz gerekir, öğretmenlik için de üniversiteyi bitirecek durumdayken kpss'ye girmek lazım tabii ki.

eros ramazotti var benim bildiğim. bir arkadaş baya dinliyordu..

afterhours ve cccp seversin diye tahmin ediyorum.
ligabue'yu seven italyan çoktur,
çeşit olsun diye de nek veya tiziano ferro (ki birkaç şarkısı hariç hiç haz etmem kendisinden) dinlenebilir.

litfiba

Jovanotti var benim sevdiğim.Nek de gerçekten iyidir (instabile,notte di febbraio).

massima ranieri (Y). tek geçeceksiniz..

soyledigin sarkilarin turlerini bilmiyorum fakat genel olarak,
eros ramazzotti
jovanotti
nek
laura pausini
tiziano ferro (ben buna gicik olurum)

bunlardan eros ramazotti her daim dinlenir, laura pausini slow ask sarkilari yapar. bu ikisi ispanyolca da soyler -laura pausini ozellikle-. jovanotti herhalde en eglenceli ve anlasilabilir olanlaridir. ben cok severim.

ben şeyi çok seviyorum, battiti e respiri şarkının adı, söyleyen de gianna nannini.

o tarzda değil ama çok hoş bir isim var;

carmen consoli

birilerinin kulakları çınlasın..

italyanlar tarafından pek bilinmez ama "pacifico" iyidir dilini anlamak da kolaydır..
ha bide "verdena" var, sözlerin kastırma ihtimali var fakat dinlemeden geçmeyin..

(bkz: novembre)

damnation opethcisiysen materia albümü
normal opethci olduğunu varsayarsak da diğer bütün albümleri.

fakat sözler tamamen italyanca değil, aralarda girmeli girmeli italyanca sözler var.

tarzına ne kadar uyar bilmiyorum ama; placebo'nun tribute grubunun italyanca/ingilizce çaldığı seven diye bir varyasyonu var. şurdan myspacelerine göz atabilirsin.
www.myspace.com
senede iki kere geliyolar buraya da yabancı değil. basçı da floydian'dı sanırım.

Verdiğin tanıma pek uymasa da Museo Rosenbach var. Aşağıdaki bağlantı da işine yarayabilir belki,

(git: www.progarchives.com
(git: www.italianprog.com)

Pille calisan insan kulaginin duyamadigi frekansta ses cikaran kopek kovucular belki isinizi gorur sanirim. Ya da bir kedi beslemeye baslayin balkonda :)

Balkon parmaklığına birkaç tane siyah naylon poşet bağlayın, faydası olacaktır. daha invazif durumlarda ise çocukların oynadığı mantar tabancaları oldukça işe yarıyor. Kolay gelsin.

aynı dertten bende mustaribim şu kürdan olayına gelince balkonun üst demirlerine veya (yarım çatı gibi bişey olabilir) böyle bi yere konan kuşlar (herhalde böyle bi yere konuyolardır)için kürdan dikmek zahmetli olabilir işe yarayacağınıda zannetmiyorum.naylon poşet bağlamak bi süre sonra işe yaramıyor alışıyo bu eşoğlu eşekler ona da.hatta ben bi keresinde oyuncak bi bebek bağladım (korkuluk misali)o bile 1 hafta sürdü sonra onun da üzerine konup sıçmaya başladılar.belki bu crown'un bahsettiği köpek kovucular işe yarayabilir denemek lazım.

çamaşır suyu ile silersen gelmiyorlardı diye hatırlıyorum.

bauhaus'ta falan satılan karga heykelcikleri çözüm olabiliyormuş.

bir de güvercin pisliği en iyi neyle temizleniyor bilen var mı?